Halide Edib, ehvenişer (kötünün iyisi) olarak gördüğü bu görüşün sebebini şöyle açıklıyor:
"Güçlü bir hükümet ve çağdaş bir idare kurulabilmesi için, patrikhanenin siyasi imtiyazları, azınlıkların kuvvetli devletler vasıtasıyla yaptıkları sürekli tehditler ortadan kalkmalıdır, küçük ve zayıf Türkiye bunu kendi başına başaramayacaktır...
Halkı ve köyleri, sağlığı ve zihniyetiyle çağdaş bir halk durumuna getirebilecek bir hükümet anlayış ve uygulamasına ihtiyacımız var. Bunun için gerekli olan paraya uzmanlığa ve kudrete sahip değiliz. Siyasi dış borçlar, siyasi esareti arttırıyor, taraf tutma, cahillik ve çok konuşmaktan başka olumlu bir sonuç veren bir hayat yaratamıyoruz... Filipin gibi vahşi bir memleketi kendi kendine idare etmeye muktedir çagdaş bir makine haline koyan Amerika çok işimize geliyor. On beş yirmi yıl sıkıntı çektikten sonra yeni bir Türkiye'yi, her ferdi öğrenimi ve zihniyetiye gerçek bağımsızlığı kafasında ve cebinde taşıyan Türkiye'yi, ancak yeni dünyanın yeteneği yaratabilir..."
Halide Edib, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e uzun bir telgraf çekmiş. Amerikan mandasını savunduğu, burada yazdıklarım yalnızca bir kısmı, fakat okuyanda bir fikir oluşması için yeterli. Peki sadece Halide Edib mi? Hayır.
Millî Mücadelenin başındaki ilk beş paşadan biri Refet Paşa (Bele), Bekir Sami Bey (Kunduh), Ali Fuat Paşanın (Cebesoy) babası İsmail Fazıl Paşa. Amerikan mandasının ülke için hayırlı olacağını düşünen kişilerden bazıları, belki de en önemlileri. Sivas Kongresinde uzun uzun tartışılmış bir konu olan Amerikan Mandası konusu, nihayet Sivas Kongresinde ne red ne kabul eden ortada bir ifade ile bitmiştir. Daha sonraları Atatürk'ün gücünü ve etkisini zamanla arttırmasıyla bu fikir taraftarlarını kaybetmiş, etkisini yitirmiştir.
